20 SORUDA AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ (AİHM)

1-) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Ne Zaman Kurulmuştur?

Avrupa Konseyi (AK), 1949 yılında kurulmuş olup Türkiye kurucu üyeleri arasında bulunmaktadır. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS), 1950 yılında imzaya açılmış, 1953 yılında yürürlüğe girmiştir. Taraf ülkelerin AİHS’ne uyumunu denetlemek amacıyla 1959 yılında Avrupa Konseyi’ne bağlı olarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) oluşturulmuştur. Mahkeme Fransa’nın Strazburg şehrinde bulunmaktadır. 47 (kırk yedi) Avrupa Konseyi üyesi devlet AİHS’ni ve aynı zamanda AİHM’nin yargı yetkisini kabul etmiştir.

 

2-) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM’nin) Oluşumu Nasıldır?

AİHM’nde Sözleşmeye taraf ülke sayısı kadar hâkim görev yapar ve halen Mahkemede 47 (kırk yedi) hâkim vardır. Hâkimler, taraf devletler tarafından sunulan 3 (üç) kişilik liste üzerinden Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi tarafından seçilir. 9 (dokuz) yıllık bir süre için seçilen hâkimler yalnızca bir dönem görev yapabilirler. Ancak hâkimler, her durumda 70 (yetmiş) yaşında emekli olurlar.

Mahkeme’deki yargısal formasyonları ise şu şekilde sıralanabilir:

  • Daireler
  • Komiteler
  • Tek hâkim
  • Büyük Daire

 

3-) Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM’nin) Yargılama Yetkisini Ne Zaman Kabul Etmiştir?

Türkiye, 18 Mayıs 1954’te AİHS’ni onaylamış, 28 Ocak 1987 tarihinde bireysel başvuru hakkını tanımış ve 28 Ocak 1990’da Mahkeme’nin zorunlu yargı yetkisini kabul etmiştir. 2004 yılında yapılan Anayasa değişikliği ile, başta Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi olmak üzere, Türkiye’nin taraf olduğu temel hak ve özgürlüklere ilişkin uluslararası sözleşmelere, kanunların üzerinde bir değer atfedilmiştir.

 

4-) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM’ne) Kimler Başvurabilir?

a-) Devletler Arası Başvuru

AİHS’nin 33. maddesi uyarınca; Her Yüksek Sözleşmeci Taraf, diğer bir Yüksek Sözleşmeci Tarafa karşı Sözleşme ve Protokol hükümlerinin ihlali iddiası ile Mahkeme’ye başvurabilir.

b-) Bireysel Başvuru

AİHS’nin 34. maddesi uyarınca; Haklarının ihlal edildiğini öne süren gerçek veya tüzel kişiler, kişi grupları ya da hükümet dışı örgütlerin, bireysel olarak başvuru yapabileceği belirtilmiştir.

5-) Kabul Edilebilirlik Kriterleri Nelerdir?

Başvurunun kabul edilebilirlik koşullarını taşıyıp taşımadığının, Sözleşme’nin 35. maddesi kapsamında incelendiği aşamadır.

a-) Başvurunun Sözleşme ile Bağdaşır Nitelikte Olması

Başvuru konu itibariyle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve ek protokollerinde korunan haklar çerçevesinde olmalıdır.

b-) İç Hukuk Yollarının Tüketilmesi

AİHM’ne başvurabilmek için öncelikle usulüne uygun iç hukuk yollarını tüketmek gerekir. İç hukuk yollarının tüketilmesi demek; Asliye hukuk, Asliye ceza, Ağır ceza, İdare mahkemesi gibi ilk derece mahkemeleri kararı sonrasında başvuru yolu açık ise istinaf temyiz başvuruları kanuna uygun olarak yapılmalıdır. Bütün bu başvuruları yaptıktan sonra Anayasa Mahkemesi’ne Bireysel Başvuru yapılıp Anayasa Mahkemesi’nin verdiği karar, başvurucuyu tatmin etmezse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvuru yapılabilir.

İç hukuk yollarının tüketilmesi uluslararası bir kural olup aynı zamanda ülkelerin egemenlik haklarına saygı ilkesinin gereğidir. Burada amaç ihlallerin ilk etapta ülke içinde çözülmesi, çözülememesi durumunda AİHM’ne götürülmesidir.

İç hukuk yollarının tüketilmediği gerekçesiyle başvurunun kabul edilmemesi durumunda sonuç geçicidir. İç hukuk yolları tüketildikten sonra AİHM’ne tekrar başvurulabilir.

  • Karar Düzeltme Yolu

Anayasa Mahkemesi; hukuk, ceza, idari yargı, askeri ceza ve askeri idari yargı açısından başvuru yollarının tüketilmesi husunda, karar düzeltme konusundaki değerlendirmeyi şahsa bırakmıştır. Başvurucu, karar düzeltme yolunu etkili bir yol olarak görmüyorsa veya AİHM’ne başvuru için süreyi uzatmak istemiyorsa, bu yolu tüketmeden Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunabilir. Ancak, karar düzeltme yoluna gidilmiş ise Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yapmak için karar düzeltme talebinin neticelenmesi beklenmelidir.

  • İç Hukuk Yollarının Etkili Olmaması

Yetersiz ve etkisiz iç hukuk kurallarının varlığı durumunda, iç hukuk yollarına başvurulmadan AİHM’ne başvuru yapılabilir. Yetersiz ve etkisiz iç hukuk yolları teriminden; şikayete neden olan konuda açıkça bir yasa hükmünün bulunması veya iç hukuk yollarının tüketilmesinin etkisizliğini gösteren yerleşik yargı kararlarının varlığı gibi durumlar anlaşılmalıdır. İç hukuk yollarının tüketilmesinin aşılmasına neden olan diğer nedenler genel olarak; Sözleşme ile bağdaşmayan yerleşmiş yönetsel uygulamalar, makul sürede tamamlanmayıp sürüncemede bırakılan davalar, iç hukuk yollarının tüketilmesinin kamu görevlilerince engellenmesi gibi nedenler sayılabilir.

İç hukuk yollarının etkili olmaması konusunda başvuru süresi, olay veya işlemin öğrenilmesinden itibaren başlar. Ayrıca iç hukuk yollarının etkili olmadığı durumu, iç hukuk yollarının tüketilmesi sürecinde öğrenilmişse, süre başlangıcı, iç hukuk yollarının etkili olmadığının öğrenildiği tarihte başlar.

c-) 4 (Dört) Aylık Süre İçinde AİHM’ne Bireysel Başvuru Yapılması

İç hukuk yollarını tükettikten sonra, önceden 6 (altı) ay olan başvuru süresi, 1 Şubat 2022 tarihinden itibaren 4 (dört) aya düşürülmüştür.

4 (dört) aylık süre hak düşürücü süredir, dolayısıyla süreye uyulmaması durumunda AİHM’ne başvuru hakkı kaybedilir, başvuru yapılsa da söz konusu başvuru, kabul edilemezlik kararı ile reddedilir.

4 (dört) aylık sürenin başlangıcında kural olarak kararın öğrenildiği tarih esas alınır. Eğer karar, başvurucunun da katıldığı bir oturumda alınmışsa, 4 (dört) aylık süre, duruşma tarihinde başlar. Mahkeme, sürenin hesaplanışında, başvurunun postaya verildiği tarihi esas almaktadır.

4 (dört) aylık sürenin sonu tespitinde, AİHM Kabul Edilebilirlik Kriterleri Rehberi 148. maddesinde; “Dört aylık sürenin son gününün cumartesi, pazar veya resmi tatile denk gelmiş olmasının ve bu tür bir durumda iç hukuk uyarınca süre sınırlarının bir sonraki işgününe uzatılıyor olmasının, bitiş tarihinin belirlenmesi üzerinde herhangi bir etkisi bulunmamaktadır” denilerek takvim gününe riayet edileceği belirtilmektedir.

AİHM, daha önce 4 (dört) aylık sürenin sonunun resmi tatile denk gelmesi durumunda resmi tatili devam eden ilk iş gününde yapılan başvuruları kabul ediyordu. Ancak son zamanlarda AİHM, başvurularda 4 (dört) aylık sürenin sonunun tespitiyle ilgili verdiği kararlarda; Mahkemenin yapısının çok sayıda ülkeden oluşan uluslararası bir mahkeme olduğu ve resmi tatillerin ülkelere göre değişiklik göstermesinden dolayı, 4 (dört) aylık süre hesaplamasında takvim gününe riayet edileceği belirtilerek süresinde başvuru yapılmadığı gerekçesiyle kabul edilemez kararı verilmektedir.

d-) Başvuru Formunda Başvurucunun İsim ve İmzasının Bulunması

Kural olarak isim ve imzanın bulunmadığı başvurular kabul edilmemektedir. Ancak başvurucunun, gerekçeleriyle beraber kimlik bilgilerinin gizli tutulmasını talep etmesi durumunda, Sözleşme’nin 47/3 madde hükmü uyarınca, Daire başkanının gerekçeleri haklı bulması durumunda başvurucunun kimliğinin gizli tutulmasına karar verilebilir.

e-) Başvurunun AİHM’nde İncelenen Bir Başvuru ile Aynı Olmaması veya Aynı Konuda Uluslararası Başka Soruşturma ve İnceleme Merciine veya Mahkemeye Başvuru Yapılmış Olmaması

Sözleşme’nin 35/2 madde hükmü uyarınca; “Başvuru, Mahkemece daha önce incelenmiş ya da uluslararası diğer bir soruşturma veya çözüm merciine daha önceden sunulmuş bir başka başvuruyla esasen aynı olup yeni olgular içermiyorsa” denilerek bu husus belirtilmiştir.

  • Başvurunun AİHM’de İncelenen Bir Başvuru ile Aynı Olmaması

AİHM’nde konu, taraf ve dayandığı olaylar açısından, aynı konuda devam eden veya neticelenmiş bir başvuru kapsamında tekrar bir başvuru yapılması durumunda, başvuru reddedilir.

  • Aynı Konuda Uluslararası Başka Soruşturma ve İnceleme Merciine veya Mahkemeye Başvuru Yapılmış Olmaması

Aynı konuda uluslararası bir mercie daha önce başvuru yapılmışsa, başvuru reddedilir. Burada aynı konuda, birden fazla uluslararası makama başvuruların önüne geçmek amaçlanmıştır. Örnek olarak; işkence, kötü muamele, özgürlük ve güvenlik hakkı ihlali konusunda Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Komitesi’ne başvuru yapıldıktan sonra aynı konuda AİHM’ne başvuru yapılması durumunda başvuru kabul edilmeyecektir.

f-) Bireysel Başvuru Hakkının Kötüye Kullanılmaması

Bireysel başvuru hakkının kötüye kullanılması halinde Mahkeme başvuruyu kabul edilebilirlik aşamasında reddeder. Kabul Edilebilirlik Kriterlerini Uygulama Rehberi’nde “kötüye

kullanma” kavramı, bir hakkı öngörüldüğü amaçlar dışında zararlı biçimde kullanmak şeklinde tanımlanmıştır.

Kabul Edilebilirlik Kriterlerini Uygulama Rehberi’nde başvuru hakkının kötüye kullanılması;

  • Başvurunun bilerek gerçek dışı olaylara dayandırılması,
  • Başvuru üslubunun tehdit, hakaret, aşağılama içermesi,
  • Dostane çözüm sürecinin gizliliği ilkesine aykırılık,
  • Başvurunun açıkça karşı tarafa zarar vermek amacıyla yapılan veya gerçek bir amaçtan yoksun bir başvuru olması,

şeklinde 4 (dört) maddede ifade edilmiştir.

g-) Başvurunun Açıkça Dayanaktan Yoksun Olmaması

Kabul Edilebilirlik Kriterlerini Uygulama Rehberi’nde “açıkça dayanaktan yoksunluk” terimi; Sözleşme tarafından güvence altına alınan hakların ihlal edildiği izlenimi yaratmayan her türlü başvuru şeklinde tanımlanmıştır. Başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması durumunda davanın esasına ilişkin resmi inceleme aşamasına geçmeden kabul edilemez kararı verilecektir.

h-) Başvurunun Temellendirilmesi Şartı

Uygulama rehberinde, “tarafların (başvuran ve davalı Hükümet) hem fiilen hem de hukuken iddialarını destekleme sorumluluğu bulunmaktadır” denilerek, başvuru ve iddiaların somut ve ispata dayalı olması gerektiği vurgulanmıştır.

ı-) Başvuran Kişinin Önemli Bir Zarara Uğraması Şartı

Mahkeme, başvuran kişinin bir hakkı ihlal edilmiş olsa bile önemli bir zarara maruz kalmadığı kanaatine vardığında, bireysel başvuruların kabul edilemez olduğuna karar verebilmektedir. Başvurucunun, önemli bir zarara uğradığını ispatlaması gerekir.

 

6-) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM’ne) Bireysel Başvuru Nasıl ve Hangi Dilde Yapılır?

https://www.echr.coe.int/apply-to-the-court-other- languages?filter_category_2348815=1675243

AİHM’ne bireysel başvuru; AİHM’nin üstte verilen resmi internet sitesi üzerinden başvuru formu indirilerek, bu formun, başvuran ya da temsilcisi veya avukat tarafından doldurulması ve AİHM’nin adresine gönderilmesi ile yapılır.

Mahkemenin resmi dilleri İngilizce ve Fransızcadır, ancak size daha kolay geliyorsa, Mahkeme Yazı İşleri Müdürlüğü’ne, Sözleşmeyi imzalamış devletlerin resmi dillerinden birinde yazabilirsiniz. Mahkeme önündeki usulün ilk aşamalarında, Mahkeme’den bu dillerden birinde yazılmış mektuplar alabilirsiniz. Fakat daha sonraki aşamalarda, özellikle de Mahkeme, başvurucunun şikayetleri konusunda Sözleşmeci Devlet’in yazılı görüşünü almaya karar verirse, Mahkeme tarafından gönderilen tüm mektup ve belgeler İngilizce veya Fransızca olacaktır.

7-) Bireysel Başvurunun Bir Avukat ile Yapılması Zorunlu Mudur?

AİHM’ne bireysel başvurunun, başlangıçta bir avukat ile yapılması zorunlu değildir. Ancak başvurunun, hükümete bildirilmesinden sonra, başvurucunun bir avukat tarafından temsili istenebilir. Bu nedenle, her ne kadar zorunlu bir durum olmasa da, sürecin başlangıçtan itibaren tecrübeli bir avukat ile birlikte sürdürülmesi, kişinin lehine bir durumdur.

Bireysel başvuru, başlangıçta bir avukat vasıtasıyla yapılacak ise, mutlaka başvuru formunun

  1. sayfasında yer alan C2 bölümünde avukatla ilgili bilgilerin, C3 bölümünde başvurucunun ve temsilcinin imza ve tarihlerin yer aldığı kısımlar doldurulmalıdır.

Şayet başvurucu, başvuruyu bizzat kendisi yaptıktan sonra, ilerleyen aşamada avukatla devam etmek isterse, aynı şekilde formun sadece 3. sayfasının avukat ile ilgili kısmı doldurularak gönderilir.

 

8 -) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Avukat Yardımı Yapar mı?

AİHM’nin avukat yardımı kısıtlı ve istisnaidir. AİHM İç Tüzüğü 92. Maddede, adli yardımın şartları şu şekilde belirtilmiştir:

a-) Daire önünde davanın gereği gibi görülmesi için adli yardımın verilmesinin gerekli olması;

b-) Yüklenilen masrafların tamamını veya bir kısmını karşılamak için başvurucunun yeterli mali imkanının bulunmaması.

 

9-) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM’nin) Verebileceği Kararlar Nelerdir?

a-) Hak İhlali Olmadığı Kararı

AİHM, başvurucunun iddialarıyla ilgili davalı devletin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni ihlal ettiği kanaatine varmazsa mahkeme, başvurucunun taleplerini reddeder.

b-) Adil Tazmin

Avrupa İnsan Hakları Sözleşme’nin 41. maddesinde belirtildiği şekilde; Mahkeme başvurucunun zarara uğradığını tespit ederse uğradığı zararın tazmini için bir miktar para ödenmesine hükmeder.

 

10-) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM’nin) Esas Denetiminde Kullandığı Usuller Nelerdir?

a-) Pilot Karar

Mahkeme son birkaç yıldır ulusal mevzuatın Sözleşmeye uyumsuzluğundan doğan sistematik sorunlardan kaynaklanan çok sayıda başvurunun olması durumunda, pilot karar usulünü geliştirdi. Bu usule göre; birbirine benzeyen başvurulardan bir veya birkaç tanesi karara bağlanıp diğerleri bekletilir. Mahkeme, pilot davada kararını verdikten sonra ilgili hükümetin ulusal mevzuatını Sözleşme’ye uyumlu hale getirmesini talep eder.

Pilot kararda, taraf devletin iç hukukta alması gereken hususlar ayrıntılı şekilde belirtilir ve önlemlerin yerine getirilmesi için süre öngörülür. Pilot kararın icrası, Bakanlar Komitesi tarafından denetlenir.

b-) Dostane Çözüm

Sözleşme’nin 39. maddesi uyarınca; yargılamanın her aşamasında mahkemenin dostane çözüm önerebileceği, işlemlerin gizli olacağı, uzlaşmaya varıldığı takdirde mahkemenin kabul edilen çözümün kısa bir özeti ile sınırlı bir kararla başvuruyu kayıttan düşüreceği belirtilmiştir. Dostane çözümde uzlaşma, genellikle ilgili devletin başvurucuya bir miktar para ödemesiyle son bulur. Eğer bir uzlaşma bulunamazsa, Mahkeme davayı esastan incelemeye başlar.

 

11-) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Kararları Bağlayıcı mıdır?

Sözleşme’nin 46. maddesi uyarınca; “Yüksek Sözleşmeci Taraflar, taraf oldukları davalarda Mahkeme’nin verdiği kesinleşmiş kararlara uymayı taahhüt ederler’’ denilerek mahkeme kararlarının bağlayıcı olduğu belirtilmiştir.

Anayasa’nın 90. maddesi uyarınca; “Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesi’ne başvurulamaz. Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır” denilmektedir. Dolayısıyla Anayasa’nın 90. maddesi uyarınca AİHM kararlarının uygulanması, Anayasal güvence altına alınmıştır.

 

12-) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Kararlarının Uygulanması ve Denetimi Nasıldır?

Tazminat ödemeye mahkum edilen devlet, bu tazminatı ödemekle mükelleftir. AİHM’nin tazminat kararı kesinleştikten sonra, Adalet Bakanlığı’na bağlı İnsan Hakları Daire Başkanlığı’na bir dilekçe ile başvurulması halinde, Adalet Bakanlığı’nca hükmedilen tazminat 3 (üç) ay içinde başvurucunun banka hesabına yatırılacaktır.

Ayrıca AİHM kararları sonrasında ilgili devletin, tazminata konu olan sorunun çözümüne yönelik hem başvurucuyla ilgili hem de tüm topluma yönelik tedbirler almalıdır.

Kararların uygulanmasının denetimi, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi tarafından yapılmaktadır.

13-) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Kararları Temyiz Edilebilir mi?

Komite ve Büyük Dairelerin verdiği kabul edilemezlik kararı kesin olduğu için temyiz yolu bulunmamaktadır. Ancak bir daire tarafından verilen karar 3 (üç) ay içerisinde incelenmek üzere Büyük Daire’ye gönderilebilir. Büyük Daire’nin kararları nihai karar olduğundan itiraza tabi değildir.

 

14-) Kimler Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM’ne) Bireysel Başvuruda Bulunabilir?

AİHM bireysel başvurususu ile ilgili kurallar, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve ek protokollerde belirtilmiştir. Sözleşmede tanımlanan hakları ihlal eden üye devlete karşı herkesin bireysel başvuruda bulunma hakkı vardır. Başvuruda bulunan kişinin şikayet ettiği devletin vatandaşı olması gerekmez. Hatta başvurucunun üye devletlerden birinin vatandaşı olması da gerekmez.

AİHM başvurusu yapabilmek için gerçek kişi olmak şart değildir. Tüzel kişiler (vakıf, dernek, sendika, ticari şirketler, siyasi partiler vs.) başvuruda bulunabilirler. Hukuken tüzel kişiliği bulunmayan birey toplulukları da bireysel başvuru hakkına sahiptirler. Birey topluluğu, aynı çıkarları paylaşan sözleşme ihlalinin mağduru olduklarını öne süren tüzel kişilik taşımayan geçici fiili topluluklar anlamındadır.

 

15-) Ölen Kişi için Bireysel Başvuru Yapılabilir mi?

Kural olarak ölmüş kişiler için AİHM bireysel başvurusu yapmak mümkün değildir. Ancak bazı durumlarda mirasçıların, uğradıkları zararların giderilmesi için yapılan başvuruların kabul edildiği görülmektedir. Ölmeden önce başvuru süreci başlatılmış ve süreç devam ederken başvurucu ölmüş ise mirasçılar davayı devam ettirme hakkına sahiptirler.

 

16-) Bireysel Başvuru, Ücretli midir?

AİHM bireysel başvurusunda herhangi bir ücret veya harç alınmamaktadır. Başvurucu, sadece başvuru formunun mahkemeye gönderilmesi ücretini karşılamaktadır.

 

17-) Bireysel Başvuru Yapmanın Avantajları Nelerdir?

Kararların uygulanması konusu, Sözleşme’nin 46. maddesinde ve iç hukukumuzda Anayasa’nın 90. maddesinde güvece altına alınmış olup, uygulamada bireysel hak ve özgürlüklerin korunmasında etkili yol sunar. Kararların uygulanmasının denetimi, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi tarafından yapılmakta olup, tespit edilen ve uygulamada devam eden hak ihlalinin çözümü için ilgili devlet ile irtibat kurulur.

Başvuru yapmanın diğer bir faydası ise, kişilerin yanında tüzel kişi ve birey topluluklarının da başvuru yapabilmesi ve böylece verilecek kararlarla toplulukları ilgilendiren hak ihlallerinin

çözümünün mümkün olmasıdır. Bireysel ve toplumsal olarak hak arama konusunda bilinçlenme artacak, evrensel hukuk kuralları iç hukukta daha çok uygulanır hale gelecektir.

 

18-) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM’ne) Yapılan Bireysel Başvurunun Akıbeti Hakkında Nasıl Bilgi Sahibi Olunur?

AİHM’ne başvuru evrakları posta ile gönderildikten sonra başvurucuya, dosyanın takibini yapmak ve dosya ile ilgili sonraki yazışmalarda kullanılmak üzere dosya numarası gönderilir. Gönderilen bu dosya numarası aşağıdaki internet sitesinden girilerek dosyanın akıbeti sorgulanabilir.

https://app.echr.coe.int/SOP/index.aspx?

 

19-) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Elektronik Haberleşme Hizmetinin (eComms) avantajları nelerdir?

eComms hesabı için kullanılacak elektronik adres bölümü, Başvuru formunun 3. sayfasının 37 numaralı bölümünde geçmektedir. Form doldurulurken sonraki iletişim ve yazışmalarda kullanılmak üzere başvurucu veya temsilcisine ait elektronik haberleşme adresi yazılır. eComms hesabı kullanmak mecburiyeti olmasa da iletişimin hızlı devam etmesi ve posta ücreti ödenmemesi açısından avantajlıdır. Bu hizmet, başvurunun hükümete bildirilmesinden itibaren açılır. Mahkeme tarafından, mahkemeye gönderilen e-posta adresine gönderilecek link üzerinden eComms hesabı açılarak kullanılır. Aşağıdaki linkten e-posta adresi yazılarak eComms hesabı kullanılabilir.

https://ecomms.echr.coe.int/

 

20-) Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ile Korunan Haklar Nelerdir?

  • Yaşam hakkı (madde 2)
  • İşkence yasağı (madde 3)
  • Kölelik ve zorla çalıştırma yasağı (madde 4)
  • Özgürlük ve güvenlik hakkı (madde 5)
  • Adil yargılanma hakkı (madde 6)
  • Masumiyet karinesi (m. 6/2)
  • Savunma hakkı (m. 6/3)
  • Kanunsuz ceza olmaz ilkesi (madde 7)
  • Özel ve aile hayatına saygı hakkı (madde 8)
  • Düşünce, vicdan ve din özgürlüğü (madde 9)
  • İfade özgürlüğü (madde 10)
  • Toplantı ve dernek kurma özgürlüğü (madde 11)
  • Evlenme hakkı (madde 12)
  • Etkili başvuru hakkı (madde 13)
  • Ayrımcılık yasağı (madde 14)
  • Mülkiyet Hakkı (ek protokol madde1)
  • Eğitim Hakkı (ek protokol madde 2)
  • Serbest Seçim Hakkı (ek protokol madde 3)
  • Borçtan Ötürü Kişiyi Özgürlüğünden Mahrum Bırakma Yasağı (4 nolu protokol madde1)
  • Serbestçe dolaşım ve ikamet etme Özgürlüğü (4 nolu protokol madde2)
  • Vatandaşın Sınır Dışı Edilmesi Yasağı (4 nolu protokol madde2)
  • Yabancıların Toplu Bir Şekilde Sınır Dışı Edilmesi Yasağı (4 nolu protokol madde 4)
  • Ölüm Cezasının Yasaklanması (6 nolu protokol madde 1)
  • Cezai Konularda Çift Dereceli Yargılanma Hakkı (7 nolu protokol madde 2)
  • Adli Hata Durumunda Tazminat Alma Hakkı (7 nolu protokol madde 2)
  • Aynı Fiilden Ötürü İki Kere Yargılama ve Aynı Fiilden Ötürü Tekrar Cezalandırma Yasağı (7 nolu protokol madde 4)
  • Eşler Arasında Eşitlik (7 nolu protokol madde 5)